14 Ağustos 2010 Cumartesi

Sende Özlediğim Bir Şey Var!



Uzun yıllar önce gittiğin bir şehri anımsamak gibi, sende özlediğim bir şey var. O yüzden tam olarak kopamayışım. Biriktirdiğim anılar az olsa da, içimde, derinlerde sana ait olan bir yer var. Kalbimin haritasında sınırlarını çizdiğim şehrim gibisin. Adı Van belki…

Önemli olan isim koymak değil, sende hasretini duyduğum bir şey var. Neresinden anlatsam olmuyor, tarifi mümkün değil. Umudum da yok artık üstelik, birlikte yaşlanma hayalleri kurmuyorum. Balkonda kahvemizi yudumlayarak, sallanan sandalyede iki lafın belini kıramayacağız gelecekte, biliyorum. İnadımdan mı bu tırnaklarımı geçirmek kollarına, yoksa bırakınca düşeceğimi bilmemden mi? Sen karar ver, aşk mı bu?

İçime bakıyorum, kalbimin derinliklerine, yerle yeksan olmuş. Depremden sonra nasıl görünürse bir şehir, yüreğim aynı öyle görünüyor. Uzun sürecek toparlanması, belli!

Dilin söyleyemediğini, içinize attıklarınızı, üstünü örttüğünüz, toprakla kapattığınız yaraları göz önünden kaldırınca başa çıktığınızı zannediyorsunuz. Oysa yaptığınız, patlamak üzere olan bir tüpü evin kilerine koymaktan başka bir şey değil.

Göğsüme koyup başını huzur bulmayı ve seni her şeyden çok seven bir kadını özlediysen, çık gel! Gel çünkü ben her an kapının çalınmasını bekliyorum….

'Sende özlediğim bir şeyler var'... Yağmurdan sonra çıkan toprak kokusuna, rakının boğazımda bıraktığı tada benzeyen, ismini koyamadığım ama sevdiğim bir şeyler var. Öyle olmadık zamanlarda geliyorsun ki aklıma, ruhum karışıyor. Salonun içine dalıyorsun rüzgarla gece yarısı, utanmadan yastığımı paylaşıyorsun, sokuluyorsun yorganımın altına, sığamıyoruz işte şu koltuğa... Hayalinle kavga ediyorum anlayacağın, seni özlüyorum.

Aşk dolu şarkılar söyleyemez oldum. Hep hasrete, ayrılığa gidiyor dilim. Sınırı olmayan bir keder bulutu gibi savruluyorum öyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder